DEVAM: 137- NAMAZ
ÜZERİNE BİNA ETMEK HAKKINDA GELEN (HADİSLER) BABI
حَدَّثَنَا
مُحَمَّد بْن
يحيى.
حَدَّثَنَا الهيثم
بْن خارجة.
حَدَّثَنَا
إسماعيل بْن عياش،
عَن ابن جريج،
عَن ابن أبي
مليكة، عَن عائشة.
قالت:
-
قال رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسلَّمْ ((من
أصابه قيء أو
رعاف أو قلس
أو مذي،
فلينصرف،
فليتوضأ. ثم
ليبن على صلاته،
وهو في ذلك لا
يتكلم)).
فِي
الزَوائِد: في
إسناده
إسماعيل بْن
عياش. وقد روى
عَن
الحجازيين،
وروايته عنهم
ضعيفة.
Aişe (r.anha)'dan
rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu, demiştir :
«Namaz içinde
iken bulantısız kusma, burun kanaması, bulantılı kusma ve mezi çıkması
hallerinden birisi kimin başına gelirse hemen dönüp abdest alsın. Sonra (gelip)
namazının üzerine bina etsin (kalan kısmını tamamlasın) ve bu esnada hiç
konuşmasın.»
Not: Zevaid'de:
Bunun senedinde bulunan İsmail bin Ayyaş, bwıu hicazlı (İbn-i Cüreyc)den
rivayet etmiştir. Hicazlılardan olan rivayeti zayıftır. diye bilgi verilmiştir.
AÇIKLAMA: Notta belirtildiği gibi bu hadis zevaid
türündendir. Darekutni de bunu rivayet etmiştir.
Hadiste geçen
bazı kelimeleri açıklayalım:
رعاف
Ruaf: Burun kanaması ve
burundan gelen kan'dır.
قلس
Kalas ve Kals: Sindi şöyle
tarif etmiştir: 'Karından ağıza gelen ağız dolusu veya daha az kusmuktur. Ağıza
geldikten sonra geri gitmedikçe ona قيء Kay' denmez.
Eğer geri dönerse ona قيء
Kay' denir.
Ahteri: Kalas
ve Kals ağızdan çıkan kusmuktur. Şöyle tarif edenler de vardır: 'Boğazdan ağıza
gelen ağız dolusu veya daha az kusmuktur. Buna Kay' denmez. Şayet geri dönerse
o zaman Kay' denir. Bir de Kay' ile eş anlamlıdır diyenler vardır. demiştir.
Ahteri: Kay'
kelimesini de kusmuk diye manalandırmıştır. Hanefi fıkıh kitabıarından
Fethü'l-Kadir'de :
Kalas ve Kals:
diye okunabilir.' Hadisle bu kelime ve Kay' kelimesinin her ikisi de
zikredildiği için bunlara ayrı ayrı mana vermek daha uygundur.
Özetle: Yenilen
ve içilen maddeler ve benzerleri mideden ağıza çıktığı zaman ağız dolusu olsun
olmasın. dışarı atılsın. mideye geri gitsin ve buna ne isim verilirse verilsin,
bu hadise göre abdest bozulmuş olur.
Mezi : Az
şehvet halinde görülen ince, beyaz bir sudur.
Hadis, kusmuk,
burun kanaması ve mezinin çıkması ile abdestin bozulduğuna ve namaz esnasında
başına bu hal gelen bir kimsenin hiç konuşmadan gidip abdest aldıktan sonra
gelip namazından eksik kalan kısmını tamamlayabileceğine delalet eder.
Gerek burun
kanaması veya kusmakla abdestin bozulup bozulmaması meselesi ve gerekse namaz
esnasında abdesti bozulan veya abdestli olmadİğını hatırlayan kimsenin abdest
alıp namazının kalan kısmını kılması meselesi alimler arasında ihtilaf konusu
olduğundan bu hususu kısaca belirtmek isterim.
Ebu Davud'un
süneninin 'Kan'dan dolayı abdest almak' babındaki Cabir (r.a.)'ın hadisi
bahsinde el-Menhel yazarı şöyle der:
1- Ebu Hanife,
Sevri, Evzai, Ahmed, İshak ve başka alimler: Bedenden çıkan kan nerden çıkarsa
çıksın abdesti bozar, demişlerdir.
Hattabi:
'Fıkıhçıların ekserisinin kavli budur. Bunların deIili Darekutni ve İbn-i
Mace'nin Aişe (r.anha)'dan rivayet ettikleri (İbn-i Mace 1221 nolu) hadistir.
İkinci delil Buhari'nin Aişe (r.anha)'dan rivayet ettiği şu hadistir: (Hattabi
bunun metnini zikretmiştirl (İbn-i Mace 624). el-Ayni: Bu hadis bizim
arkadaşlarımızın gösterdikleri en kuvvetli ve en sahih hadistir. demiştir.
Üçüncü delil, Darekutni'nin Temim-i Dari (r.a.)'den merfu' olarak rivayet
ettiği; «Her akıcı kan'dan dolayı abdest almak vardır.» hadisidir, 'demiştir.
Ön ve arka
yollardan başka vücudun her hangi bir yerinden Çıkan kanla abdestin bozulduğuna
hükmedenler arasında şu zatlar bulunur: Hulefa-i Raşidin, denildiği ne göre cennetle müjdelenmiş olan
diğer altı sahabi, İbn-i Mes'ud, İbn-i Abbas, Sevban, Ebü'd-Derda, Zeyd bin
Sabit, Ebu Musa El-Eş'ari ve İbn-i Ömer (Radiyallahu anhum).
Şafii kendi
müsnedinde İbn-i Ömer (r.a.)'den şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Burun
kanaması. mezinin çıkması ve kusmak hallerinden birisi (namaz içinde) kimin
başına gelirse, gidip abdest alır, sonra gelir ve namazının eksiğini
tamamlar.''
2 - Ön ve arka
yollardan başka vücudun her hangi bir yerin den çıkan kanla abdestin
bozulmadığına hükmedenler arasında İbn-i Omer, İbn-i Abbas, İbn-i Evfa, Cabir,
Ebu Hureyre, Aişe, İbnü'l-Müseyyeb, Salim bin AbdiIlah bin Ömer, Ata, Mekhul,
Rabia, İmam Malik, Ebu Sevr, Davud, Şafii ve arkadaşları (radiyallahu aanhum),
bulunur. Sahabilerin ve tabiilerin ekserisinin kavli budur.
Bu grubun
delillerinden birisi Buhari, Ebu Davud ve başkalarının rivayet ettikleri Cabir
(r.a.)'in bir hadisidir. (Hadis uzundur, el-Menhel bunu şerh ve izah da
etmiştir, Bu hadiste Ensar-ı kiramdan bir zat namaz içinde iken düşman
tarafından ard arda atılan üç akla yaralanmış ve kanlar akmış, buna rağmen
namazını ikmal etmiştir, diye bilgi vardır.)
İkinci delil
Darekutni'nin rivayet ettiği Enes (r.a.)'ın şu mealdeki hadisidir:
"Resulullah (s.a.v.), hacamat yapmış, sonra abdest almadan ve yalnız
hacamat yerlerini yıkayarak namaz kılmıştır."
Üçüncü delil,
Malik'in el-Muvatta'da rivayet ettiği şu mealdeki hadistir:
"Abdullah
bin Abbas (r.a.) burun kanamasını geçirirdi. (namaz esnasında bu hal olurdu)
kendisi namazdan ayrılıp kanı yıkardı. Sonra dönüp namazının eksiğini
tamamlardı."
(EI-Menhel
yazarı tarafların başka delillerini ve her grubun diğer grubun delillerine vaki
itirazları ile verilen cevapları izah etmiştir.)"
Kusmaya gelince
bu hususta ki ihtilafı el-Menhel müellifi şöyle özetler:
"Kan ile
ilgili yukarıda anlatılan ihtilaf Kay' ve Kalas hakkında da mevcuttur. Şöyle
ki:
1- Hanefi
alimlerine göre bunlar ağız dolusu olursa abdest bozulur, yoksa bozulmaz.
2- Maliki ve
Şafiiler abdesti bozmaz, demişlerdir.
3- Hanbeliler:
Kay'ın çoğu abdesti bozar, az'ı bozmaz.
Kalas'ın ne azı
ne çoğu bozar, demişlerdir."
Bunlar az
olsun, çok olsun Mezinin çıkmasıyla abdestin bozuldugu hususunda Alimler
arasında ihtilaf yoktur.
Namaz esnasında
abdesti bozulan veya abdestsiz olduğunu hatırlayan bir kimsemin namazdan
ayrılarak konuşmadan gidip abdest aldıktan sonra hemen geldiğinde namazın kalan
kısmını kılması hususundaki alimlerin görüşlerine gelince;
1- Maliki,
Şafii ve Hanbeli mezhebIerine göre namaz esnasında abdesti bozulan veya
abdestsiz olduğunu anlıyan kimsenin namazı bozulmuş olur. Abdest aldıktan sonra
o namazı yeniden kılmak zorundadır. Önceden kısmen Kıldığı namazın kalan
kısmını kılmakla yetinmesi caiz değildir. Bunların delili Tirmizi , Ebu Davud,
Nesai ve başkalarının rivayet ettikleri Ali bin Talk (r.a.)'in şu mealdeki
hadisidir: Resulullah (s.a.v.) buyurmuş ki: «Biriniz namazda yelleneceği zaman
namazdan çıksın. Abdest alsın ve namazı yeniden kılsın.,. Bu grubtaki alimler
1221 nolu Aişe (r.anha)'nın hadisini zayıf saymışlardır. Zayıflığın sebebi.
yukarıda anlatılmıştır.
2- Hanefi
alimIerine göre söz konusu adamın abdest aldıktan sonra namazının sadece kalan
kısmını kılmakla yetinmesi caizdir. Ki buna; namaz üzerine bina etmek
deniliyor. Fakat efdal olanı, yeniden namaz kılmasıdır. Bunların delili, Aişe
(r.anha)'nın söz konusu hadisidir. Hadisin senedinin zayıflığına sebep olduğu
söylenen İsmail bin Ayyaş'ın İbn-i Main ve başkaları tarafından sika sayıldığı
savunulmuştur. Bu gruptaki alimler Darekutni'nin İbn-i Abbas (r.a.)'dan rivayet
ettiği şu mealdeki hadisi de delil göstermişlerdir:
"Resulullah
(s.a.v.) namazdayken burnu kanadığı zaman abdest alırdı, sonra namazının kalan
kısmını kılardı'' ibn-i Ebi Şeybe de bunun benzerini Ömer, Ebu Bekir, Ali,
İbn-i Mes'ud, İbn-i Ömer ve Seiman-i Farisi (r.a.) gibi sahabilerden mevkuf
olarak; keza tabiilerden Alkame, Tavus, Salim bin AbdiIlah, Said bin Cübeyr, Şa'bi,
ibrahim Nehai, Ata', Mekhul ve Said bin Cübeyr, Şa'bi, ibrahim Nehai, Ata',
Mekhul ve Said bin el- Müseyyeb (r.anhum) üzerinde mevkuf olarak rivayet
etmiştir.
Bu grubun
alimleri, Ali bin Talk (r.a.)'ın hadisini şöyle yorumlamışlardır: Bu hadis,
namaz içinde kasden abdestini bozan kimse hakkındadır.